Saturday, November 26, 2011

RUH SAĞLIĞIMIZ
DEVLET KORUMASINDA
Toplumun mutluluğu için yola çıkanlara büyük iş düşüyor. Sadece psikologlarla psikiyatristlerle sonuca ulaşılamayacağından söz ediliyor.
Yeni çıkan kanunla ruh sağlığımız korunacak, ama nasıl?
Ciddi bir sıkıntı vardı ve çözümler arandı, halen de bu arayış bitmiş değil. Sıkıntıyı aşabilmek için Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı yapılıyor. Görsel ve yazılı basına çok iş düşüyor. Haydutların gemiyi basmasıyla hazırlanmış bir reklam ne kadar çarpıcı olursa olsun, topluma sunulmamalı. En çok izlenen yarışma programlarından birinde çok basit bir hareket gibi görünen, Hadise gibi değerli ve genç bir sanatçının kalemini fırlatması, kızgınlığını bu şekilde ifade etmeye kalkışması, şakayollu da olsa, “Döverim” demesi, uygun değil diye düşünüyorum. Hoş karşılanmamalı. Saf ve dostluk duygularıyla yapılmış bir hareket gibi algılanmamalı. Tecrübeli ve önemli yapımcının gerekli uyarıyı yaptığını ümit ediyorum. Yararlı bir değişim için gelen yasal yenilik, “dayakçı kocaya akıl hastanesi göründü” gibi, iğnelemelerle değil, bir müjde gibi verilerek, şiddeti yaratanda tedavi isteği uyandıracak sunumlarla duyurulmalı. O tedaviye uyan kişilere, toplumun değişim sonunda kucak açacağı ve mutlu yaşamalarının sağlanacağı anlatılmalı. Yoksa yapılanların faydası ortadan kalkar.
Sahada kim olacak?
Sosyal psikolojide grup dinamikleri önem kazanıyor. Belçika’da da bu Türkçe cümleyi orada yaşayan dostlarımdan duymaya başladım. Belçika’daki Dusod Derneği Kurucu Başkanı Yurdagül Sever ile yaptığımız görüşmelerden ve Brüksel -Gold FM Radyo programından, Yaşam Koçları-Psikologlar- Sosyal Dernekler-Sanatçılar ve Devlet Kurumlarının birlikte çalışması için Brüksel’de de toplantılar yapılıp, projeler üretildiğini öğreniyorum. Bizde farklı olan ne? Benzer neler yapılabilir.
On iki ilde Ulusal Ruh Sağlığı hastaneleri kurulmuş durumda. Elazığ, Diyarbakır, Samsun, Bolu aklıma gelenler. 36 ilde çalışmaların yürütüleceği konuşuluyor. Bütün bunları anlatan uzmanlar ruh sağlığının ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu da sözlerinin arasına sokuyorlar. Televizyon kanallarından birinde söz alan psikiyatrisi beş kişiden birinin böyle bir sağlık hizmetinden yararlanmasının çok gerekli olduğunu söyledi. Yani beşte birimizin ruhsal sağlığı hasar görmüş durumda. Projenin başında çalışan uzmanlardan birinin, Sayın Orhan Koç olduğunu öğrendik. Sağlık Bakanlığı Çalışma grubunun; sanatçılardan, yazar ve çizerlerden destek alarak projenin işlerliğine işlerlik katabileceği düşüncesinde yoğunlaşıyorum.
Bir ülkede değişim ve gelişim sağlanacaksa mutlaka sanatçılardan ve yazarlardan destek alınmalı. Hani Her Şey Oyundu kitabını ve etkinliklerini hazırlayan 100 yazar ve çizer arasında olmakla ne kadar doğru bir seçim yapmış olduğumu görüyorum. Şiddete karşı doğru davranışları geliştirme adına başlatılan benzer projelerden biri de Yazar Okulu. Face-book sayfalarında başlayan bu beraberlik çocukları okumaya ve yazmaya yönlendirerek kendilerini ifade edebilmelerini sağladığı için, şiddetten uzaklaştırıp; iyi bir uğraş ve hobi sahibi yapıyor. Belki de; geleceğin iyi yazar ve okurlarını yetiştirme düşüncesinin de önünde değerlendiriliyor.
Yaşam Koçları Önem Kazanıyor.
Şiddetten uzak durmak bazen olanaksız gibi görünebilir, ama istenirse doğru davranış emek verilerek öğrenilebilir. Öfkeye hâkim olmak, sabırlı olmak; çağımızın başarıya taşıyan insan ruh özellikleri. İş ve aile yaşamında mutlu kalabilmek için ruh sağlığımızı dengede tutmalıyız. Devletin buna destek vermesi, özel sigorta şirketlerini de harekete geçirebilir; sağlık güvenceleri arasına sokulabilecek olanaklar yaratmayı seçerler.
Yapılan tanıtım konuşmalarından birinde, televizyona Bursa’dan davet edilen uzman psikiyatrisin dikkati çeken sözleri arsında benzer cümleler vardı. Kaosa dönüşmemiş durum içinde bulunan kişiler; koçlarıyla yapacakları sohbetlerle, düşünerek, yeni davranışlar geliştirip; ruh sağlığı dengelerini kazanabilirler. Bu kişiler tedavi görmeden de, sorunlarının ortadan kalkacağı birliktelikler yaşayabilirler. Ömürlerine; sorunsuz ve huzurlu devam edebilirler. Yetenekli ve becerikli psikolog ya da psikiyatrisi olmayan; hemşire gibi sağlık personelinin de belirli eğitimlerden sonra bu çalışma içinde görevlendirilerek personel sıkıntısının önüne geçilmesinin planlanabilme umudundan söz ettiler. İşte bu noktada iş yaşamında olsun, eğitim yaşamında olsun, çok eğitimli olan Türkiye’nin ICF üyesi koçları da; büyük önem kazanırlar, projede yerlerini alırlar.
Hobiler Geliştirilmeli
Hobilerimiz ruhumuzu besler. Sanat dalları, el becerileri bizim zamanımızı doldururken; eğlendiren, güldüren, bilgilendiren, yaşama anlam katan çıkış yolları olarak değerlendirilmeli. Birkaç hobi edinerek; gülmeyi, huzurlu yaşamayı, kendimizi sevmeyi, etrafımızdakileri rahatsız etmemeyi, saygı göstermeyi, sevmeyi öğreniriz. Sevgi ve huzurun olduğu yerde ruhsal rahatsızlıklar sizce barınır mı?

Tuesday, November 22, 2011

EVLİLİK SORUNLARINI ÇÖZELİM

EVLİLİKTE SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ
Anlaştıklarını söyleyenler de, evlilik hazırlığı içine girdiklerinde sorunlar yaşayabilirler. Sorunlarla evliliğe gidilmemeli, ama ayrılmanın da çözüm olmadığı bilinmeli. Bu durumda; evlilik danışmanları, ilişki ve evlilik koçları size yardım ederken özen gösterirler. Sorunsuz bir evliliğe hazırlık dönemi, geleceğinize mutluluk taşır. Farklı sosyal kültürel çevrelerden gelenlerin evlilik yaşamlarında huzur ve birliktelik daha fazla emek ister.
Eşler Arasında İletişim
Konuşmak, dinlemek, anlamak ve hak vermek; temel prensipleriniz olmalı. 21. Yüzyılın anne babalarısınız, bunu unutmamalısınız.
Evlilikte, erkek de kadın da sosyal ya da ekonomik ayni haklara sahiptir. Farklı çevreden ve kültürden gelen eşinizin size benzemiyor olmasının zenginlik olduğunu kabul edin. Değişim sağlamasının yuvaya daha büyük mutluluk getireceğini düşünüyorsanız, eşinizle iletişim kurarak doğruyu bulabilirsiniz. İyiyi göstermeye çalışırken; incitmeyin, kırmayın. Ona anlatın, onu dinleyin.
Örneğin: Herhangi bir konuda uyum sağlamanın, akrabalarınız ile olan ilişkilerinizde ve kendi yaşamınızda huzur vereceğini düşünüyor olduğunuzda, eşinizin bir anda benimsemesini, kabul etmesini beklemediğinizi; söyleyerek konuyu açın.
Hemcinslerinizin bulunduğu aile ortamlarında, çekirdek ailenizin; sizin arzu ve isteğiniz doğrultusunda yaşadığını gösterip, bununla gururlanmaya kalkışmak yerine; yuvanızdaki uyum ve anlaşmayı öne çıkararak o gururu yaşayabilirsiniz.
İhtiyacı olan eş yardım istemeli, diğeri de zevk alarak yardım etmeli. Eşin yorgunluğunu hissetmek, yemek sonrası bir fincan kahveyle onu dinlendirmek, eli dolu gelen eşe sıcak bir teşekkür etmek; mutluluğu getirir.
Ailede yapılan iş bölümü rahat yaşamayı sağlar. Kadın genelde evini düzenlemeyi, şekillendirmeyi, kokuları seçmeyi sever. Erkek de ufak tefek tamir işleri yapmayı, açılmayan kapakları açmayı, kırılanı onarmayı seçer. En iyisini yapacağınızı düşünseniz bile ona fırsat verin; kendisini sorumlu ve yararlı hissetsin.
Zihin Okuma İma Yapma
Suçlayıcı davranışlarla konuşmalar yapmak; şüphe içinde kıvranmaktan başka bir işe yaramaz. Rahat olun. Öfkeli yaklaşımlarla yok yere sevgiyi öldürmek, akıllı bir davranış olamaz. İki taraf için de mutsuzluk demektir. Yalan yerine gerçeği ve doğruyu söyleyin, o zaman size de doğrular söylenir. Yalana yer verilmediğinde yaşam çok kolaylaşır.
Aldatılma
Eşler arasında yaşanabilecek en büyük sorunlardan biri aldatmadır. Aldatılan eşin yaşayacakları; ağlama nöbetleri, çalışamama, odaklanamama, sevgiyi gösterememedir. Belki de katlanamayıp ayrılmadır. Aldatan kişi, ne kadar üzülür, ne yaşarsa yaşasın, içinde bulunduğu durum; aldatılanın sıkıntılarıyla kıyaslanamaz, ölçülemez.
Evlilik devam edecekse; Aldatılan; eşi kontrol altına almayı bir çözüm olarak görmemeli. Şeffaf konuşmaya özen göstermeli, kirli mesajlar yaratacak imalı, iğneleyici konuşmalar yapmamalı. Yaşanılanlarla ilgili, sağlıklı bir ruh için (sağaltım) terapi alınabilir. Aldatan eşin, kendisiyle yüzleşmesi ve yanlışını görmesi sağlanmalı. Duygular yıpranmış olsa da, telafisi zaman içinde olabilir. Etrafın ne söylediği, ya da ne düşündüğü değil, yüreğinizin ne söylediği, ne istediği önemlidir.
Ayrılık ayıp, ya da yapılamaz bir şey de değildir. Karar tamamen size aittir. Nelerden vazgeçmeyi göze aldığınızı düşünmelisiniz. Kalbiniz ve beyninizle karar vermeli, kimsenin etkisinde kalmamalısınız.
Duygusal Uzaklıktan Uzak Yaşayın
Bir yalan, kızgınlık anında söylenmiş kırıcı ve ezici bir söz, aldatılma benzeri bir davranış soğukluğu yaratabilir. Surat asarak yuvanızda dolaşmayın. Önce çocuklar hisseder. Soğukluğunuzu, sözle ve davranışınızla etrafınıza yaymayın. Eşinizle hoş zaman geçirmeyi, sırtınızı birbirinize dayamayı, birlikteliğinize bir anlam katmayı hayal edin, konuşun düzelmesi için çaba gösterin.
Ben Haklıyım
Size hak vermeyen çocuklarınızı “Hangimiz haklı?” savaşı içine sokmayın. Ruh sağlığı yerinde çocuklar yetiştirmek için davranışlarınızın eleştirmeni olun. Önce yapmanız gereken kendi düşünce ve davranışlarınızı bir kez daha gözden geçirmelisiniz. Eşe karşı kimlik savaşına girmeyenler her zaman kazanırlar. Sürekli haklı çıkmasını sağlayarak çözüm ürettiğinizi sanmanız; iki taraf içinde zararlıdır. Gelecekte bir gün fedakârlık yaptığınızı düşünmenin zavallılığını yaşarken, o da doğru davranışın ne olduğunu öğrenme fırsatı bulamamış olur.
Farklı Sorunlar
* Akrabalarınız evliliğinize karışmamalı. Kararlarınızı eşinizle beraber siz vermelisiniz.
*Bağımlılık tedavi gerektirir(alkol, uyuşturucu, kumar, internet v.s)
*Çocuklarla çatışmalar yaşama yerine, dengeli davranın, mutluluğunuz artsın.
*Göç etmek zorunda kalırsanız(sağlık ya da iş), ani karar vermeyip üzerinde; eşinizle birlikte düşünün.
* İşsizlik, hastalık ve yakınların ölümü gibi yaşam içinde yaşanan benzer sorunlar ancak aileler arasındaki sıkı iletişimin sağladığı sevgiyle çözülür.
Pek çok farklı sorun yaşanabilecek bir ilişkidir evlilik. Evlilik beraberliği içinde çok dikkatli olmak gerekir. Sorunlardan en az bir kaçı uzun süren bir evlilik içinde ailenin karşısına çıktığında, o birlikteliği koruyacak olan da yine; güven ve şeffaflığın yarattığı ölümsüz sevgidir. Pardon, sorry, affedersin diyerek hangi dilde olursa olsun özür dilemeyi öğrenin.