Tuesday, March 06, 2012

GÜNEŞ GAZETESİ CUMARTESİ KÖŞE YAZILARINDAN

DEĞİŞEN DÜNYA ve İNSAN
Son kırk -elli yılda dünyadaki hızlı değişim içinde gençliklerini geride bırakanların kaybolmadan ayakta kalabilmeleri, övgüye değer ve çok şaşırtıcı bir başarı olarak kabul edilebilir. Mektupların ulaşmasının haftalar aldığı, bir şehirlerarası telefon için saatlerce beklemenin gerektiği, pompalı ocaklardan sonra en çağdaş pişirme araçlarının peş peşe sıralandığı bir dünyanın içinde adeta yeni nesle köprü oldular. Televizyonu tanıdılar, kahvelerini elektrikle kaynattılar.
Ben tele faksı ilk kez, rahmetli Karikatürist Nehar Tüblek’in çalıştığı, Turgut Dinselin sayfa yönetmeni olduğu gazetede staj yaparken görmüştüm. Faksa benzeyen alet, fotoğraf da iletebiliyordu, aşağı yukarı 1972 yılıydı. Henüz İstanbul Boğaz Köprüsü bile yapılmamış, bir de bu hayal için şiir yarışması açılmış; elemelerini yapmam için de bana gazetenin en üst katında bir masa ayrılmıştı. Bu günün devlerinden olan o gazetenin kuruluş kokteyli kendi binasının çatı katında, Cağaloğlu’nda az sayıda kişiyle yapılırdı.
O zamanlar önemli haberler radyodan dinlenir, radyoya çocuklar dokunmazdı. Televizyon da komşuda izlenirdi. Bir gün renkli olabileceği hayal bile edilmezdi.
Suyunu komşunun dolabında soğutan, çamaşırını merdaneli de yıkayıp; balkonda kurutan anneler ve babalar; değişime ayak uydurmak için çocuklarına bütün kazançlarını harcamaktan çekinmediler. Bu gün size, son kırk elli yılın tomurcuklarının birinden söz edeceğim.
Bozkurt Selvi
Bozkurt Küçük bir çocuk, onu tanıdığım zaman dokuz yaşındaydı. Aradan bir yıl geçti. Bozkurt, İstanbul Üniversitesi ile Doğa Eğitim Kurumlarının birlikte yürüttükleri proje içinde; Çocuk Üniversitesine devam ediyor. Bodrum Yaz Kampımızda Bozkurt Selvi ile mükemmel bir kamp dönemi geçirdik. Bozkurt’un en büyük şansı, bir çocukla yola çıktıklarını unutmayan; eğitimci ve bilim insanlarıyla çalışması. Ceyn’e giden, atomun parçalanmasına izleyen dokuz çocuktan biri. Gelecekte bizleri ileriye götürecek buluşlar yapmaya hazırlanırken, topluma hizmeti amaç ediniyor. Bir çok projede yer alan Bozkurt, kurduğu mail ağıyla, basından topladığı, onlarca haberi çok sayıda kişiye karşılıksız olarak; internet üzerinden büyük bir ciddiyetle ulaştırıyor.
Genellikle çocuklarla ilgili haberleri ayıklayarak duyuran Bozican mailleri; eğitime ve yaşama büyük katkı sağlıyor. Los Angeles’ta mail kutuma ulaşanlar her düşünen kişinin ilgisini çekecek, insanlara umut verecek haberler. Küçücük bir çocuğun, kurduğu sistemle ciddi bir iş yapması, içimize heyecan veriyor. Bozican’dan gelen maillerden bir kaçı.
Çocuklar İçin Eğlenceli Eğitim
Mart ayında İstanbul’da dünyanın en büyük temetik akvaryumunda çocuklar büyük etkinliklerle buluşup, “Çılgın Profesörlerle vakit geçirecekler. Otuz beş farklı ülkede çocuklarla buluşan onların yaşamına ve geleceğine güzel şeyler ekleyen, “Çılgın Profesörler” Türkiye’deki çocukların hayal dünyasına da verimli pek çok şey katacaklar. Bu çalışma içinde bilimin tüm formatlarının tanıtıldığı yüz yirmi atölye çalışması olacak. Dört – on altı yaş arasındaki çocukları olan ailelerin bir telefon ederek rezervasyon yaptırmaları yeterli.


Dünya İle Ay Arasındaki Mesafe
Kule benzeri bu yapının toplam 96 bin kilometre yükseklikte olması, ucuna ise yapının dengesinin sağlayacak bir ağırlığın yerleştirilmesi hangi amacı hedefler? Bu yükseklik, Dünya ile Ay arasındaki mesafenin dörtte biridir. Proje yöneticisi Satomi Katsuyama, “İnsanlar hep yüksek kulelere hayranlık duymuşlardır” şeklinde konuşuyor. Uzay istasyonunun enerjisinin ise güneş panelleri aracılığıyla sağlanması ve yeryüzündeki merkezde depolanması öngörülüyor. Projenin maliyetinin ne kadar olacağının henüz hesaplanamadığını belirten yetkililer, henüz bir yatırımcı bulunamadığını, ayrıca söz konusu dev borunun dünyanın hangi noktasına kurulacağı ya da kimin bu asansör ile uzaya çıkmak isteyeceği gibi soruların yanıtsız olduğunu kaydediyor. Projenin sadece bir hayal olarak kalmaması için, bu fikir üzerinde çalışılacak. İlk bakışta tam bir çılgınlık gibi gözüküyor. Ancak ciddi bir şekilde 2050 yılına kadar yeryüzünden 36 bin kilometre yükseklikte bir uzay istasyonu ve bu istasyona uzanacak bir çeşit asansörün inşası planlanıyor. İstasyona yolculuğun saatte ortalama 200 kilometre hızla yaklaşık bir hafta süreceği hesaplandı. Asansörün, 30 kişinin nakledilebileceği bir kapsül olması, kapsülün içinde de bir haftalık yolculuk için yaşam mekanları ve tuvaletlerin olması öngörülüyor.
Size asansörde yer ayırtmak için bir iletişim adresi vermemiz olanaksız, ama profesörlerle tanışmak isteyen varsa telefonu çevirerek çocuğu için yer ayırabilir;0212 219 83 19