Friday, May 14, 2010

YAŞAM KOÇLUĞU



Bu günlerde ne yapacağınıza karar veremiyor musunuz? Yolunuzu bulmanın hiç de zor olmadığını bilmelisiniz. Yaşam Koçluğu sertifika programına katılın hem kendinizin hem de yolunu bulmak isteyenlerin yolunu aydınlatın. Yeni bir mesleğin peşinde olanlar için yaşam koçluğu iyi bir alternatif diye düşündük. size nasıl geliyor? Bizi arayın grup programından yararlanın.
0533-6666903
0216-5672242
filiztosyali@yahoo.com
Kendinize bir iyilik yapın, sizden daha önemli hiçbir şeyin olamaycağına bir kez olsun inanın. kendiniz için bir şeyler yapın. Belki de siz YAŞAM KOÇLUĞU yaparak hem kazanç sağlayacaksınız, hem de treninize aldıpınız yolcuların görüş alanlarını genişletip onlara ışık olacaksınız

Wednesday, April 28, 2010


Bir gün Cağaloğlu’nda dolaşırken yedi yaşındaki oğlum, “anne niye hep başkalarının kitaplarını alıyoruz?” diye sordu. E.V Gatenby metoduyla öğrenemediğim İngilizce’yi Kernel, Cambridge gibi yeni metotlarla öğrenmeye çalışıyordum. Oğlumun sözleri zamanımı kullanırken beni, İngilizce ile yazma arasında bıraktı.
Ailemden ayrıydım. Fransızca öğrenmek istemediğim için böyle bir yol seçilmişti. Çanakkale Cumhuriyet İlkokulundaki öğretmenlerim ve Merkez Lisedeki öğrencilik yaşamım içinde benimle ilgilenen eğitimciler, konu İngilizce ya da Türkçe olduğunda; yüreklendirdiler, gururlandırdılar, ödüllendirdiler. Yatılı paralı bir yurtta kalıyordum. Sıkıntılı günleri, bazen paramı iyi kullanamamandan, bazen de beceriksizliğimden yaşadım. Orta okul yıllarımda örgü, nakış gibi el işi dersinde yapmak zorunda olduğumuz işler benim için kabustu. O dersi veren kişilerden korktuğum kadar hiçbir şeyden korktuğumu hatırlamıyorum. Kendimi korku tünelinde zannederdim. Kızlar annelerinin kolaladığı örtülerle adeta görücüye çıkar gibi öğretmene patiskalarını, etaminlerini uzatırken ben oradan kaçmak ya da camdan atlamak isterdim. Ne yazık ki hırpalanır, azarlanır, alaycı bakışlarla itilir; terli ellerimin kirlettiği örtülerimle yalnız bırakılırdım. Ezilmişlikten beni kurtaran el işi derslerinin okul kütüphanesinde yapılmasıydı. Kütüphane öğretmeni bana göz kırpar, dost bakışlarıyla teselli ederdi. Etrafımdaki kitapları seyretmeye, gözümle saymaya başladığımda orada yaşananları unuturdum. Sonunda cuma günlerini yatakhanede saklanarak geçirmeye başladım. Koskoca bir günü tek başıma bir yatakhanede geçirmek, üstelik de yöneticilerden saklanmak kolay bir yol değildi. Dolabın içine bile girdiğim oldu. Kağıdı kalemi elime alır, yerel gazetelere şiirler, öyküler, kendimce denemeler hazırlardım. Rahmetli babam Şair Hoca lakaplı Hüseyin Sezer, benim öykülerimden kendi kitaplarını basan matbaaya küçük bir kitap hazırlattı....
Amacım Üniversite okumak, üniversiteli gibi yaşamaktı. Aileme İstanbul’a yerleşmeleri için baskı yaptım. Yatılı bir yaşama dayanamazdım. Onlar için hiç de kolay olmadı. Millet Caddesinde üç oda bir salon kibrit kutusu gibi bir evde(Çanakkale’ye göre) yaşamaya başladık. Sakatlar Derneğiyle tanışmam, bol paralı işime girmem hep o evde oldu. Eşimle tanıştım.
Milletlerarası santralından ayrılıp Üniversite eğitimimle ilgili bir işe başlamam ciddi bir karardı. Hem bütün gün çalışacaktım, hem de kazancım yarıya inecekti. Bu karar benim Kaftan Export, Koton Export, Bayramoğlu Sahil Mah. gibi büyük firmalarda en üst düzeyde, yönetici olarak çalışmamın kapılarını açtı. Yirmi yıl geçmişti. İki çocuk sahibiydim. Huzurlu ve mutlu bir evliliğim vardı. Sınırlarımı çizemezsem yaşamımın sonuna kadar sadece kazanmak için yaşayacaktım. İstediğim para değildi, yazmaktı. Eşimin ve sonra da Kelebek yayınlarının desteği ile ilk kitabım yayımlandı, Ya-Pa, Inkilap yayımları derken; kendimi yuvamda, ailemle Bu Yayınlarında buldum. Bu yayınları; benim için bir yaşam şekli...

Saturday, April 17, 2010

YAŞAM KOÇLARI

Koç Olmaya Uygun Biri
Koçluk mesleğini yapmak isteyen biri kendisini biraz imceleyerek bu işe uygum olup olmadığına karar verebilir. Hoşa gidilmeyen bir özelliği varsa değişimini sağlayarak koçluğa devam edebilir. Bazen de bu yoksun özellikler koçluk mesleğini öğrenmemiş olmaktan kaynaklanır, iyi bir eğitim esnasında değişim de sağlanarak koçluğa hazırlanılır.
Kendinize lütfen şu soruları sorun:
* İyi bir dinleyici misiniz?
*Sorun çözme beceriniz var mı?
*İletişim becerilerinizi zaman zaman gözden geçirir misiniz?
*Beyin fırtınası yapıp, fikir üretmeyi sever misiniz?
*Proje çalışmalarından hoşlanır mısınız?
*Fikirler farklıysa ilginizi çeker mi?
*Uyum ve kalibrasyon becerisine açık mısınız?
*Başkalarının sorunluluğunu üzerinize aldığınızı hissettiğiniz zamanlar olur mu?
*Bakış açılarınız farklı mıdır?
*Sizin de içinde olduğunuz ilişkilere hiç tepeden baktığınız oldu mu?
*Hayat tecrübenizle ilgili söyleyecek bir şeyler hatırlıyor musunuz?
*Az konuşluğunuz ya da sustuğunuz zamanlar oldu mu?
Burada bütün soruların anlaşılması çok kolay ve açık diyebilirim. Biraz kalibrasyon becerisi üzerinde durarak sözcüğü öğrenmek gerekir. Kalibrasyon becerisi bulunduğunuz ortama uymanız demektir. Kalibrasyon tıpkı bir kılıfın içine girmek gibi düşünülebilir. Karşınızdakinin kilosu, boyu bile bu beceri içinde önem kazanır. Karşınızdaki ya da yanınızdaki kişi gibi giyinmekle bu kalibrasyon becerisini sağlayabilirsiniz. Bulunduğunuz ortama göre giyinmek kuşanmak, birlikte olduğunuz kişiye uymak. Çok rahat oturan birinin yanında siz sıkılarak oturursanız bu beceriyi sağlayamazsınız. Karşınızdaki kişi sürekli eline bir şey almış oynuyorsa siz de herhangi bir şeyi alarak ona kalibrasyon sağlayabilirsiniz. Kalibrasyon becerisi sağlanmadan doğru bir birlikteliğe girilmediği rahatlıkla görülebilir.